9 Ağustos 2015 Pazar

Bir Diğer Haksız Uygulama: Silah Ambargosu

Bosna'daki savaşın yönünü tayin eden en önemli faktörlerden biri şüphesiz silah faktörüydü. Savaşın ilk günlerinden itibaren uygulanan silah ambargosu, savaşın gidişatını belirleyecek kadar önemli bir rol oynadı. Sırplar, katliama başlamadan önce yaptıkları büyük silah yığınağı ve tümüyle kontrollerinde olan Yugoslav ordusunun sayesinde ambargodan fazla etkilenmediler. Müslüman Boşnakların en büyük problemi ise silahlarının olmamasıydı. Bu gerçek defalarca Bosna-Hersek devlet adamları tarafından dile getirildi:
"Bosna-Hersek'in genç Cumhurbaşkanı Yardımcısı Eyüp Ganiç'in konuşurken sesi titriyor. 'Bize silah verin. Türkiye'den başka yardım isteyecek kimsemiz yok. Silah verin ki Sırpları 10 günde perişan edelim.' Ganiç konuşmasını sürdürüyor: 'Çoluk çocuk hepimizi öldürüyorlar. Elimizde çok az tüfek var. Gençlerimiz tüfekleri sırayla kullanıyorlar. Mermiler de giderek azalıyor. Dayanma gücümüzün sonuna geldik. 1-1,5 aydan daha fazla dayanamayız. Üç aydır abluka altındaki Goradze düşerse herşey biter. Sırplar Saraybosna'yı süratle ele geçirirler.
Sırplar bizi katlediyorlar, dünya da bu büyük katliamı seyrediyor. Bizle savaşın demiyoruz. Sadece silah verin, Sırp saldırılarını durduralım'." (Milliyet, 29 Temmuz 1992)
"BOŞNAKLAR SİLAH İSTİYOR. Bosna-Hersek Devlet Başkanı Yardımcısı Eyüp Ganiç, Sırp saldırganlığına karşı uluslar arası askeri müdahalede bulunulması ve kendilerini savunabilmeleri için ülkesine yönelik silah ambargosunun kaldırılması çağrısında bulundu. Ganiç, CNN televizyonunun sorularını yanıtlarken 'Saldırganı durdurmak için uluslararası müdahale istiyoruz. Eğer uluslararası topluluk buna hazır değilse, kendimizi savunabilmemiz için bize silah vermelidir' dedi. Ganiç şöyle devam etti: "Bosna-Hersek'te iki milyonu aşkın kişi zorla göçe zorlandı. Kadınların ve çocukların sokaklarda öldürüldüğünü, Sırpların cenaze törenlerine ateş ettiklerini görüyorsunuz. Bize yardım etmesi için dünya daha ne gibi kanıt istiyor. Hiç kimseden bizim için ölmelerini istemiyoruz, ama neden kendimizi savunmamızı engelliyorlar?" (Sabah, 8 Eylül 1992)
"Bosna Hersek Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç, Hürriyet muhabiri Doğan Uluç'a Türkiye'ye şükran borcu olduğunu söyledi. 'Bugün Bosna'da 10 Yahudi öldürülse tüm Batı ülkeleri Bosna'nın savunmasına gelir. Ama bunca Müslüman kırılıyor umursayan kim?' diyen İzzetbegoviç, 'Ya bizi saldırgandan korusunlar ya da Bosna Hersek'e kendisini savunma hakkı versinler' sözleriyle kırgınlığını dile getirdi." (Hürriyet, 24 Eylül 1992)
Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler. (Al-i İmran Suresi, 160)
Müslümanların ve Sırpların ellerindeki silahları karşılaştırınca durum daha da netleşiyordu:
SIRPLAR: 21 uçak, 30 helikopter, 300 tank, 200 zırhlı araç ve 1.000 topa sahipti.
MÜSLÜMANLAR: 1 uçak, 2 helikopter, 5 tank, Zıhlı araç ve top yok, yalnızca hafif silahlar. (40. Paralel, Ali Kırca, InterStar Haber programı, Bosna özel bölümü, 10 Mayıs 1993)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder