9 Ağustos 2015 Pazar

Nil Üzerine Etiyopya Merkezli Planlar

Etiyopya, açlık ve kıtlığın en şiddetli yaşandığı ülkelerden biridir. Aslında verimli topraklara sahip olan Etiyopya'da sefaletin yaygınlaşmasının önemli nedenlerinden biri de, dış güçlerin bu ülke üzerindeki planlarıdır.
Etiyopya, İsrail ile son derece yakın ilişkiler içinde olan bir ülkedir:
"İsrail Etiyopya'yla ilk olarak 1956'da ilişki kurdu. 1956 Süveyş Savaşı'ndan sonra İsrailli temsilciler Haile Selasi ve arkadaşlarıyla görüşmek için Etiyopya'ya gitti." (The Israeli Connection, Benjamin, Beit Hallahmi, sf.39)
"Ben Gurion, Eisenhower ile yazışmaları sırasında Etiyopya'nın kendileri için önemli olduğuna çok değinmiştir. Mossad'ın Afrika şubesi Incoda, Etiyopya'da çok faaldir ve Etiyopya'da büyük bir İsrail kontrolü var." (Dangerous Liaisons, Andrew & Leslie Cockburn, sf.108)
"Etiyopya Ortadoğu ve Afrika'daki gizli aktiviteler için uygun bir istasyondur. 'Incoda' İsrail'e ait Etiyopya etlerini pazarlayan bir şirket. Bu şirket 1955-64 arası mükemmel bir istihbarat görevi yaptı. Şirketin yöneticilerinden biri şöyle diyor; 'Incoda, Afrika'daki İsrail istihbaratının istasyonu görevini görüyordu. Paravan Incoda şirketi askeri bir komisyonun Etiyopya'yla bağlantılarına aracılık ediyordu. Mossad yetkilileri, Arap ülkelerine birini gönderecekleri zaman bu şirket aracılığıyla gönderiyorlardı. 1970'li yıllarda Etiyopya'da görev yapan bir İsrailli uzman şöyle diyordu: 'Büyükelçi ülkeyi bizim yönettiğimize dair bizi cesaretlendiriyordu. İsrail, Etiyopya hükümetine birçok alanda yardımcı oldu, özellikle de milli güvenlik konusunda.'
İsrail, milli güvenliği korumayı çok gizli bir polis grubunu eğitmekle yapıyordu. General Matit yahu Peled'e göre (Addis Ababa'daki gizli polisin İsrailli danışmanı), İsrail Haile Selasi'yi üç kere devrim karşısında korumuştu. Haile Selasi'nin devrilişinden sonra da İsrail ve Etiyopya arasındaki ilişki devam etti. Bu dönemde İsrail'le bağlantıyı Albay Mengistu Haile Mariam kuruyordu." (The Israeli Connection, Benjamin Beit-Hallahmi, sf.52)
"Addis-Ababa Belediye Sarayı, İsrailliler tarafından yaptırılmış. Etiyopya askerlerinin malzemesini İsrail sağlamış. Etiyopya polisinin üniforması İsrail polisininkinin bir kopyası. Resmi olarak hiçbir zaman açıklanmayan İsrail ve Etiyopya arasındaki anlaşma, üç on sene kadar etkisini sürdürdü. Afrika'ya bağlantı yeri olarak İsrail'in en güçlü üssü Etiyopya'ydı. Lider Necaşi ülkesini İsrailli teknisyenlere, doktorlara, tüccarlara ve tarımcılara açtı... İsrail polis memurları Etiyopya polisini yetiştirdiler. Haile Selasi, İsrail'den ordusunu düzenlemesini istedi. Ben Gurion bu isteği kabul etti... Sivil savaşın kızıştığı anlarda Etiyopya'da Mengistu Haile Maryam, Kudüs'ten yardım isteğini yineledi." (Liberation, 8 Ağustos 1992)
"İsrail İşçi Partisi'ne ait paravan Raynolds Construction şirketi tarafından Etiyopya'da 5 tane havaalanı kuruluyor, İsrail uçaklarının bir savaş anında yararlanması için..." (Dangerous Liaison, Andrew & Leslie Cockburn, sf.101)
Yanda Etiyopya'nın Nil nehri kenarındaki verimli toprakları görülmektedir. Bu verimli alanlara rağmen, yönetimlerin silaha yatırdığı paralar nedeniyle Etiyopya halkı kendini sefaletin içinde bulmaktadır.

Ama bu ilişkiler, Etiyopya için pek iyi sonuçlar getirmedi:
"Etiyopya bir zamanlar Afrika'nın en bereketli yeriydi. Ancak 20. yüzyılda kendini sefaletin içinde buldu. Nil Nehri, kenarındaki verimli topraklara rağmen karnını doyuramıyor. Eğer yönetimlerin silaha yatırdığı paralar, kalkınma için kullanılsa bugün açlık çekilmez ve tarlalar da tank mezarlığına dönmezdi. Normal şartlarda tarım ürünlerinden bir yılda elde edilen gelir tüm halkın geçimini temin etmeye yeterli olacak düzeyde. 350 bin kişiden oluşan ve Afrika'nın en kalabalık ordusu olarak bilinen Etiyopya ordusunun yıllık tüketimi tam 60 bin ton. Ordunun bu yüksek maliyetli tüketimini karşılamak ise çok zor." (Sabah-Star Eki, 16 Ağustos 1992)
İşte Etiyopya böyle bir ülkedir. Bazı kaynaklar tarafından İsrail'in Afrika temsilcisi olarak kabul edilmektedir. Etiyopya'nın su ve kutsal sınırlar konusunda oynadığı rol ise, İsrail'in ilk yıllarında hazırlanıp uygulamaya konan "Ben Gurion Planı"na dayanmaktadır:
"1940'lı yıllarda Ben Gurion Büyük İsrail Planı'nı hazırlıyor. Bu planda, Türkiye'deki kaynakların kontrolü ile kuzeyden, İsrail'in güneyden, başta Etiyopya olmak üzere bazı Afrika ülkelerinin de güneybatıdan bastırması ile Ortadoğu'daki su ve petrolün kontrol altında tutulması planlanmış." (Tempo, 10-16 Haziran 1990)
Bu plana göre Etiyopya, İsrail'in Ortadoğu'daki suyu kontrol altına almak için hazırladığı senaryonun güneybatı ayağını oluşturmaktadır. Etiyopya'nın suyu, yani Nil'i kontrol etmesi, aslında İsrail'in Nil'i kontrol etmesi anlamına gelmektedir:
"Etiyopya-İsrail ilişkileri İsrail'in su politikasının ayrılmaz bir parçası niteliğinde. Mısır'ın da Nil Nehri ile bir problemi var. Ülke her bakımdan Nil'e bağlı. Son raporlara göre Nil'in bir kolu olan Mavi Nil'in kullanımı için, İsrail ve Etiyopya ortak çalışıyorlardı. Eğer Etiyopya Mavi Nil'den musluk açarsa, Mısır kendi suyunu kaybedebilirdi. 'Mısır eğer gerekirse Nil'i korumak için savaşır' diyor bir coğrafyacı. Kıdemli bir Batılı diplomat ise 'Bu konuda şüphe yoktur' diyor." (Newsweek, 12 Şubat 1990)
Etiyopya'daki baraj projesi, İsrail'in Nil'in suyunu istediği anda kesebileceğini ve Mısır'ı susuz bırakabileceğini göstermektedir  Böyle bir gelişmenin Mısır açısından son derece tehlikeli olduğu ise açıkça ortadadır.
Yandaki resimde Etiyopya yönetiminin gereksiz silah yatırımları yüzünden tank mezarlığına dönmüş tarlalarla dolu Etiyopya görülüyor.
Tüm bunlar yaşanırken, Mısır'ın su ihtiyacının yüzde 98'ini karşılayan Nil Nehri havzasında bulunan bazı Afrika ülkelerinin, İsrail'in de yardımıyla baraj kurma teşebbüslerinin Kahire için bir savaş anlamına geleceği de ifade edildi. Görüldüğü gibi, Nil'in suyu meselesi tahmin edilenden çok daha büyük boyutlardadır. Nil on tane Afrika ülkesini ilgilendiren bir suya sahiptir. İsrail'in Etiyopyalı baraj yapımcılarına danışmanlık yapıyor olması, suyun İsrail dış politikasında önemli bir rol oynadığını gösteren bir başka göstergedir.
Dikkat çeken bir başka gerçek de, İsrail'in Tevrat'ta belirtilen kutsal sınırlarına ulaşmak için düzenlediği bu planın, yine Tevrat kökenli olmasıdır:
"Ve sular denizden kesilecek, ve ırmak kesilip kuruyacak. Ve ırmaklar kokacak ve Mısır'ın kanalları boşalıp kuruyacak, kamışla saz olacak. Nil'in yanında, Nil kenarında olan çayırlar ve Nil'in bütün ekilmiş tarlaları kuruyacak, toz olup dağılacak ve yok olacak. Ve balıkçılar ah edecekler ve Nil'e olta atanların hepsi yas tutacaklar ve suların yüzü üzerine ağ yayanlar dövünecekler. Ve Mısır'ın direkleri parçalanacak. Bütün ücretli işçilerin yürekleri kederli olacak. Orduların Rabbi Mısır için ne tasarladı?...Ve Mısır'da başın ya da kuyruğun, hurma dalının yahut sazın yapılabileceği bir iş kalmayacak. O gün Mısırlılar kadın gibi olacaklar; ve orduların Rabbinin, üzerlerine elini sallamasından titreyip yılacaklar. Ve Yahuda diyarı Mısır diyarı için bir dehşet olacak; ve onun adı kendisine anılan her adam, ordular Rabbinin ona karşı ettiği niyetten ötürü yılacak... O gün Mısır diyarının ortasında Rabbe bir mezbah ve onun sınırı yanında Rabbe dikili bir taş yapılacak." (İşaya Bölümü, 19/5-19)
"Ve sıkıntı denizden geçecek ve denizde dalgaları vuracak ve Nil'in bütün derin yerleri kuruyacak." (Zekerya Bölümü, 10/11)
Nil'den Fırat'a su bölgelerini ve İsrail'in bu konuya verdiği önemi gösteren bir başka harita.
Tahmin edileceği üzere, bu durumdan sonunda Etiyopya da nasibini alacaktır:
"Ve Mısır'ın üzerine kılıç gelecek ve Mısır'da vurulmuş olanlar yere düşünce Habeş ilinde (Etiyopya'da) sancı olacak ve onun cümhurunu alıp götürecekler ve Mısır'ın temelleri yıkılacak. Onlarla beraber Habeş ili, Put, ve Lud, ve bütün karışık kavm ve Kub, ve ahid diyarı oğulları kılıçla düşecekler. Rab şöyle diyor: Mısır'a destek olanlar da düşecekler; ve kuvvetinin gururu onları aşağılayacak; onun için de Sevene kulesinden öte düşecekler; Rab Yehova'nın sözü.
Ve viran olan memleketler arasında virane olacaklar. Ve Mısır'a ateş verdiğim zaman, bütün yardımcıları da bilecekler ki, Ben Rabbim. Kaygısız Habeşlilere (Etiyopya) korku salmak için, o gün önümden gemilerle ulaklar çıkacaklar; ve Mısır'ın gününde olduğu gibi onlarda da sancı olacak ; çünkü işte geliyor. Ve onunla beraber kavmi milletlerin korkunçları, memleketi harap etmek için içeri sokulacaklar. Ve Mısır'a karşı kılıçlarını çekecekler ve öldürülmüş olanlarla memleketi dolduracaklar. Ve ırmakları kurutacağım ve memleketi kötü adamlara satacağım ve yabancılar eli ile memleketi ve bütün içindekileri viran edeceğim. Ben Yehova, Ben söyledim." (Hezekiel Bölümü, 30/4-7, 11-12)
İsrail'in uygulamaya koyduğu "Nil'in suyunu kesme" projesinin Mısır'ı çok zor durumda bırakacağı ve hatta Etiyopya ile Sudan'ı da içine alabilecek kanlı bir savaşa neden olabileceği uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Etiyopya'ya Nil'i kesme projesini uygulamaya koydurtan İsrailli danışmanlar, çalışmalarına son hızla devam etmektedirler. Ortadoğu'nun su yönünden en problemli ülkesi İsrail'in bu gelişmeler sonrasında suyu kontrol altına alma imkanı daha da artmaktadır.
Öte yandan İsrail, Türkiye'deki Güneydoğu Anadolu Projesi'nden rahatsızlığını Kürt kartını kullanış biçimiyle gözler önüne sermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder