9 Ağustos 2015 Pazar

Vahşetin İlk Basamağı: Belgrad Büyük Locası

Bosna-Hersek'te yaşanan katliam, tesadüfler sonucu, kısa bir süre içinde, aniden patlak veren bir olay değildir. Müslümanlara karşı yürütülen bu sistemli vahşetin öyküsü, 1900'lü yılların başına kadar uzanmaktadır. Fransız Büyük Locası'nın yardımıyla 9 Haziran 1919'da, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da Yugoslavya Büyük Locası'nın kurulması, Bosna'daki vahşetin tarihi açısından oldukça önemlidir:
"Yugoslav Büyük Locası 9 Haziran 1919'da kuruldu. Merkezi Belgrad'daydı. 300'e yakın üyesi vardı. 1928'de Üstad Stojkaviç, Tchedimir Mihailoviç'e yerini devretti. 1934'te Uluslararası Mason Kongresi Belgrad'da toplandı. 40'a yakın Avrupalı ülkeden katılım oldu... Locaların çalışmaları gün geçtikçe daha da güçlendi." (Dictionnaire de la Franc-Maçonnerie, Daniel Ligou, sf.1262-1263)
Belgrad'da kurulan bu loca, aslında 1850'lerde kurulan ilk Belgrad Locası'nın bir devamıydı. Belgrad Locası, oldukça ilginç özelliklere sahip bir locaydı. Adeta "Balkanların P2'si" denebilecek bir yapıya sahipti. Türk masonlarının yayın organı Mimar Sinan dergisinde, bu durum şöyle özetlenmektedir:
"Belgrad Locası ile ilgili bilgiler, 'Masoni U Jugoslaviji - Yugoslavya'da Masonlar 1764-1980' adlı kitapta, Dr. Levis'in raporunda yer alıyor. Raporda şöyle denilmekte: 'Belgrad'da, Hür Duvarcılar adını taşıyan gizli bir örgüt mevcuttur. Belgrad Locası'nın faaliyet yönü politiktir ve maksat ve gayelerine, mevcut durumu yıkmakla varmaya çalışır... Belgrad Locası, Balkanlar'daki ana locadır. Vidin, Sviştov, Rusçuk, Varna, Niş Locaları Belgrad Locası'na bağlıdır. Bu yılın 5 Ağustosu'nda Belgrad'da genel toplantı yapılacak ve bu toplantıya tüm bağlı localar delegeleri katılacaktır...
Belgrad Locası, tüm ülkelerin devrimci kulüpleri ile devamlı temas halindedir... Radosavijeviç'in sözlerine göre, Belgrad Locası, Peşte hür masonları ile de temastadır ve gayesi Belgrad'da iktidarı yıkmaktadır... Loca'nın 60 yaşlarındaki bir üyesi aynı düşünceye sahip birinin huzurunda, yakında Belgrad Locası'ndan büyük işler zuhur edeceğini ve bu işlerin bütün dünyayı şaşırtacağını ve sürpriz olacağını söylemiştir. Bu ifadeden Loca'nın politik planları da sezilmektedir." (Mimar Sinan, 1987, sayı 65)
Loca üyesi masonun "kehaneti" doğruydu. Gerçekten de Belgrad Locas'ından "büyük işler zuhur etti"... Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Yugoslavya topraklarında Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı kuruldu. 1919'da, bu yeni Krallıkta, "Sırpların, Hırvatların ve Slovenlerin Büyük Locası" ismiyle yeniden Belgrad Locası oluşturuldu. Bu Loca'nın, 1926 yılında bastırdığı, yalnızca loca üyelerine mahsus ve içinde locada alınan kararların, kabul edilen prensiplerin bulunduğu kitapçık, masonların Bosna-Hersek'te yaşayan Müslümanlardan dolayı o dönemlerde duydukları rahatsızlığı açıkça göstermektedir. Kitapçıkta, masonik idealler açısından Krallık sınırları içindeki şartları inceleyen Loca'nın, Boşnaklara özel bir ilgi gösterdiği de görülmektedir.
Bosna-Hersek katliamının kökleri 1919'da kurulan Belgrad Locası'na kadar dayanıyor. Çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu loca, Balkanların ana locasıydı.
Loca'nın 1926'da yayınladığı "Manifestation Maçonnique De Belgrade - Compte Rendu Officiel" (Belgrad Locası Manifestosu) başlıklı kitapçığın 47. sayfasında yer alan satırların tercümesi şöyledir:
Belgrad Locası'nın 1926 yılında basılmış olan ve Müslümanlarla ilgili kararların yer aldığı kitapçığı. Loca, "Sırpların, Hırvatların ve Slovenlerin Büyük Locası" olarak tanıtılıyor.
"Masonik hedef ve ideallerin tesisi için uygun olmayan şartların göz önünde bulundurulması gerekir... Bölgedeki Müslüman nüfus, bu şartların en önemlisini teşkil etmektedir. Bu toplumun güçlenmesi ve baskın bir yapıya kavuşması, masonik idealler açısından, Belgrad Locası'nın oluşmasından şiddetle kaçınması gereken bir durumdur. Böyle bir durumun oluşmaması için azami özen gösterilmelidir."
"Balkanların ana siyasi locası" olan bu Loca'nın Müslüman Boşnakların güçlenmemesine dair verdiği karar,  son derece önemlidir. Bu kararlar, doğal olarak, akla bazı sorular getirmektedir: "Acaba Belgrad Locası bu 'azami özen'i nasıl gösterecekti?" Bu "özen"e rağmen Müslümanlar etkin konuma gelirse ne olacaktı? Loca, o zaman ne gibi tedbirler alacaktı? Müslümanların "yok edilmesi" mi gündeme gelecekti?
Sırp, Hırvat ve Slovenlerin büyük locasının bu kararı aldığı dönemde, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı sınırlarında Müslümanlara baskı ve katliam uygulaması da başlamıştı:
Anahtar Kitap: Yugoslavya'da Masonlar - Sırp terörüne kimlerin fikir babalığı yaptığını, tarihteki Müslümanlara yönelik Sırp vahşetlerini kimlerin yönettiğini öğrenebilmek için, Sırbo-Hırvatça dilinde yazılı olan "Masoni U Jugoslaviji (1764-1980)" (Yugoslavya'da Masonlar 1764-1980) adlı kitaba başvurduk. Kitap, her ne kadar son dönemde iktidarda olan masonlardan söz etmese de, Sırp terörünün tarihsel kökeni hakkında çok önemli bilgileri içeriyor. Kitabın tercümesinde ve daha pek çok bilgiye ulaşmamızda bize yardımcı olan Bosnalı Müslümanlara teşekkür ederiz.
"Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı'nın kurulmasının ardından Müslümanlara yönelik soykırım politikası artırılarak sürdürüldü. Sancak, Bosna-Hersek, Kosova ve Makedonya'da soykırım uygulandı. Krallığın ilk yıllarında, yalnızca Doğu Bosna'da 3.000 Müslüman hiçbir nedeni olmadığı halde öldürüldü." (A Survey of The History of Genocide Against The Muslims in The Yugoslav Lands, Prof. Mustafa İmamoviç, sf.70)
1992-95 yılları arasında Bosna'da Müslümanlara uygulanan vahşetten kısa bir süre önce de, Doğu blokunun klasik kapalılık politikası sonucu kapatılmış olan mason localarının Sırbistan'da büyük bir şatafatla yeniden açılmış olması da oldukça dikkat çekicidir:
"Yugoslavya'da masonlar yeniden faaliyete geçti... Tanjug haber ajansına göre, Yugoslavya Büyük Locası, Batı Almanya Büyük Locası'nın desteği ile Belgrad'da yeniden oluşturuldu. Yugoslavya Büyük Locası'nın yeniden faaliyete geçmesi dolayısıyla düzenlenen törenlere Batı Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika ve Kanada'dan da çok sayıda mason katıldı." (Sabah, 14 Temmuz 1990)
Locaların açılış törenlerine çok sayıda üst düzey Sırp yöneticinin katıldığı bilinmektedir. Bu ilginç gelişme, vahşetin mimarları hakkında önemli bir ipucu vermektedir. İlerleyen sayfalarda Bosna Savaşı'nda yaşanan vahşetin biraz daha öncesine dönüp, Sırp terörünün nasıl yüzyıllar boyu sistemli bir şekilde körüklendiğini inceleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder