9 Ağustos 2015 Pazar

Sırp-Hırvat İş Birliği ve Bosna'yı Paylaşma Planı

İzzetbegoviç'e imzalaması için baskı yapılan plana göre Bosna iki ayrı cephe içine sıkıştırılıyor.
93 yazına girerken Sırp ve Hırvatlar, Müslümanlara karşı birleşip ortak saldırılar düzenlemeye başladılar. Mayıs ayında Sırpları aratmayacak bir vahşet uygulayarak Müslümanlara saldıran Hırvat milisleri HVO'lar, Çetniklerle el ele verdiler:
"Geçen hafta, Saraybosna'nın 18 mil kuzeybatısında, Hırvatların kontrolündeki Kiseljak'ta üç Sırp tankı Hırvat Savunma Konseyi (HVO)'nun elindeki bir kontrol noktasına yöneldi. Hiçbir çatışma olmadı. Tam tersine, tanklar güneye, haftalardır Sırp ve Müslüman birliklerinin çarpıştığı bir cepheye yöneldi ve Müslümanlara saldırdı. Sırplar Saraybosna yakınındaki bir Sırp kontrol noktasından 20 otobüs dolusu Hırvat milisinin geçmesine izin vermekle Hırvatlara bir başka iyilik daha yaptılar. Daha sonra da Hırvatlar Maglaj kentindeki Müslümanları kuşatma altında tutan Sırpların yardımına koştular. 'Şimdi hep birlikteyiz' diyor bir Sırp askeri, 'Hatta tanklarımızı Hırvatlara satıyoruz.'... Sırplar iki hastanelerini Hırvat yaralılara açtılar, ayrıca her iki taraf da Maglaj, Zavidovici ve Zepce'deki Müslümanlara karşı ortak saldırılar düzenliyorlar." (Newsweek, 12 Temmuz 1993)
Cephede Sırp-Hırvat dostluğu sürerken, liderler de "şer cephesi"ni sağlamlaştırmak üzere toplantılar düzenliyordu. Mayıs sonunda Sırp lideri Karadziç ile Hırvat lideri Mate Boban, Karadağ'da gizli bir toplantı yaptılar. Aynı iş birliği "büyük patronlar", yani Miloseviç ve Tudjman arasında da sürüyordu. Sonuçta iki lider, "Bosna'yı paylaşmak için" anlaşmaya vardıklarını duyurdular. Müslümanlara %10-15'lik bir toprak vermeyi öngören bu plan, uluslar arası arabulucular Owen ve Nisan sonunda Vance'den "görev"i devralan Stoltenberg tarafından da destek gördü.
Batı'nın içinde yer alan malum çevrenin, Bosnalı Müslümanlar için neler düşündüğü bir kez daha ortaya çıkmıştı. İzzetbegoviç, "Bosna'yı paylaşma planı"nı reddetti. Tam İzzetbegoviç'in planı reddettiği sırada, söz konusu Batılı çevreler "insani yardım"ı yarı yarıya azaltacaklarını duyurdular. Eyüp Ganiç'in ifadesiyle "insani yardım" da böylece Bosnalılar üzerinde "bir baskı unsuru" olarak kullanıldı. Bu sırada, Bosna-Hersek'in BM daimi temsilcisi Muhammed Şakirbey de BM'de düzenlediği bir basın toplantısında, uluslararası konferansın arabulucularının (yani Owen ve Stoltenberg'in) bürosundan hükümetine "planı kabul etmemeleri halinde insani yardımın kesileceği tehdidi" geldiğini bildirdi. (Milliyet, 11 Temmuz 1993)
Katliamın Batılı destekçileri bu şekilde Müslümanları "ikna" etmeye çalışırken, diğer koldan Sırplar da Saraybosna'ya büyük bir saldırı düzenliyorlardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder