9 Ağustos 2015 Pazar

Zulümler...

Yakma

Sırplar tarafından yakılarak öldürülmüş bir Boşnak. 
"Müslümanların gözlerinin oyulduğu, kollarının, bacaklarının ve erkeklerin erkeklik organlarının kesildiğini bildiren ajans, Sırp çetecilerin katlettikleri Müslümanların tanınmaması için cesetleri topladıkları yerlerde yaktıklarını kaydetti." (Günaydın, 20 Mayıs 1992)
"Bir görgü tanığı, Sırp çetecilerin yaptıklarını gözyaşları içinde anlatırken şunları söyledi: 'Sırp saldırısı nedeniyle dağlara kaçan Boşnak kadın ve çocukları toplayıp dağ evlerine kapatıyorlardı. Sonra da, evlerin tüm çevresine benzin döküp ateşe verdiler. Müslüman kadın ve çocuklar çığlıklar içinde diri diri yandılar. Biz ilerdeki ormanda saklandığımız yerden bunu seyrettik..." (Sabah, 18 Eylül 1992)
"Camilerle hızını alamayan Sırp katiller bu defa Müslüman mahallelerdeki bütün evleri tek tek havadan bombalayarak birer enkaza çevirmiş...Havadan bombalama bitince, dışarı kaçmaya çalışan Müslüman halkın üzerine ateş açılmış... Kimi ateşte yakılmış, kiminin boğazı kör bıçakla kesilmiş... Tek kelimeyle vahşet... Evleri yanan kadın ve çocuklar feryad figan ile dışarıya kaçmaya çalışıyordu... Ama Sırp katiller köyün etrafını sarmış kimsenin dışarı kaçmasına izin vermiyorlardı... Göz göre göre 85 kadın ve çocuk diri diri yandı gitti..." (Türkiye, 8 Haziran 1992)
Allah Büruc Suresi'nde, Müslümanların geçmişte de yakılarak öldürüldükleri bildirmektedir:
"Kahrolsun Ashab-ı Uhdud. Tutuşturucu yakıt dolu o ateş. Hani kendileri ateş hendeğinin çevresinde oturmuşlardı. Ve müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı. Onlardan, yalnızca 'üstün ve güçlü olan' övülen Allah'a iman ettiklerinden dolya intikam alıyorlardı... Gerçek şu ki, mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence uygulayanlar, sonra da tevbe etmeyenler; işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azab onlar içindir." (Büruc Suresi, 4-8, 10)

Çocuk Katliamı

Faşizan Sırp çeteleri, Bosna Savaşı boyunca çocuk, kadın, erkek, yaşlı demeden binlerce insana akıl almaz işkenceler uyguladılar. Çocukları bile gözlerini kırpmadan yakabilen bu zihniyetin temelinde, din ahlakından uzak ırkçı ideolojiler yatmaktadır.

"Son üç ay içinde kendisini en çok üzen olay neydi? İzzetbegoviç, bu soru yöneltilince, bir an duraklıyor. İlk tepkisi, 'İnsanlık dışı olaylar o kadar çok ki' oluyor. 'Bir hafta önceydi' diye başlıyor anlatmaya, 'Saraybosna'nın varoşlarında bir felaketi yaşadık. Kızlı erkekli bir grup küçük çocuk kiraz ağacına çıkmışlar. Güle oynaya kiraz yiyorlar. Makineli tüfeğin o korkunç sesi duyuluyor. Çocukların çığlıklarıyla, bu ses birbirine karışıyor. Çevredeki tepelerden birinde mevzilenmiş bir tankın üstünden açılıyor ateş. Üstelik ateşe ara vermiyor teröristler. O yüzden anne babalar çocuklarının yardımına koşamıyorlar. Çocuklardan bazıları yaralı. Kiraz ağacında feryatlar içinde bir süre asılı kalıyorlar. Fakat ateş devam ettiği için kimse gidemiyor kiraz ağacının yanına. Akşama doğru yedi küçük çocuğun öldüğü haberi geldi bana." (Sabah, 9 Temmuz 1992)
"Banya Luka yakınlarındaki Mayanka'da çocuklara işkence ettiler. Bir keresinde yedi çocuğu caddeye yatırıp üzerlerinden tank geçirdiler." (Hürriyet, 7 Ağustos 1992)
"Fahri Başkonsolos Sılaycı, vahşetin insanlık sınırlarını çok aştığını belirterek, Ölüm olayları normal bir şekilde meydana gelmiyor. 2 günlük bir çocuğu hançeri üzerinde bırakarak, kalbinden hançerlenmiş bir şekilde annesinin kucağına atıyorlar. 10 yaşındaki bir kız çocuğunun kafasını kesip, başıyla top oynuyorlar" şeklinde konuştu." (Türkiye, 25 Temmuz 1992)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder